Darüşşafaka’nın Başarılara Doymayan Umut Hikâyeleri

Türkiye’nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşu Darüşşafaka Cemiyeti, 1863 yılından bu yana “eğitimde fırsat eşitliği” misyonuyla ülkemizin yarınları olan çocukların yaşamını nitelikli eğitimle değiştiriyor ve her birinin hayallerini gerçeğe dönüştürüyor.  

Bugün İstanbul Maslak’ta bulunan okulunda 1.000’e yakın annesi veya babası hayatta olmayan, maddi durumu yetersiz, yetenekli öğrenciye sekiz yıl boyunca tam burslu, yatılı, kolej seviyesinde eğitim olanağı sağlayan Darüşşafaka Cemiyeti, bunu da 159 yıldır hayırseverlerin bağışlarıyla gerçekleştiriyor.

Darüşşafaka’nın yaşamına dokunduğu çocuklardan biri de Güller Yazgı Akata… Bu yıl ülkemizin köklü liselerinden Darüşşafaka’dan mezun olan Yazgı Akata, New York’un önde gelen üniversitelerinden The State University of New York at Buffalo’da dört yıl boyunca tam burslu eğitim hakkı kazandı. Bu yıl Türkiye’den sadece bir öğrencinin kabul edildiği Yıldızlar Education Fund (YEF) programına kabul edilen Akata, bilgisayar bilimcisi hedefini gerçekleştirme yolunda sağlam adımlarla ilerliyor. Yazgı’dan, Darüşşafaka yıllarını ve gelecek planlarını dinledik.

 Yazgı, öncelikle seni biraz tanıyabilir miyiz? 

2004 yılında İstanbul, Bakırköy’de doğdum. 9 yaşındayken babamı koah hastalığından kaybettim. Annem çalıştığı için bakımıma dedem destek oluyordu. Fakat babamın vefatından 3 ay sonra da dedemi kaybettik. Tam o süreçte yakın bir aile dostumuzun önerisiyle Darüşşafaka Giriş Sınavı’nı ve Darüşşafaka’nın imkânlarını öğrenme fırsatım oldu. Hemen Darüşşafaka Sınavı’na katıldım. Hayattaki en büyük şanslarımdan biri olduğuna inandığım bu sınavı başarıyla geçerek Darüşşafaka öğrencisi olma fırsatını yakaladım. Böylece hem annem çalışmaya devam edebildi hem de ben standartlarımın çok üzerinde olan bir eğitim alma hakkına kavuştum.

Darüşşafaka yılların nasıl geçti?

Darüşşafaka’ya dair ilk hatırladığım anım; bizde her dönem ‘Yuvaya Hoş Geldin’ partisi olur. O partide okulun her yaştan mezun öğrencileri vardı. Parti boyunca geçirdiğim zamanın sonunda ‘artık yeni bir ailem var’ diye hissetmeye başlamıştım bile. Bu his benim için hâlâ çok değerli. Darüşşafaka’ya alışma sürecim hiç uzun sürmedi çünkü okula gelmeden önce kendimi Darüşşafaka’yı çok araştırmış, yüzyıllardır çocuklara kucak açmış bu irfan yuvasını derinlemesine incelemiş ve artık yeni bir ailem olacak diye de kendimi çok hazırlamıştım. Okul kapısından ilk girişimde annem de beni çok büyük bir gönül rahatlığıyla oraya bıraktı ve ben de o kapıdan çok büyük bir güvenle girdim. Darüşşafaka’da yalnızca dört duvar arasında eğitim görmüyorsunuz. Şefkat yuvamızda kampüsümüzün her köşesi bir eğitim yeri. Bu, kimi zaman birileriyle iletişim kurmak adına oluyor kimi zaman akademik anlamda oluyor. Arkadaşlarımızla yatakhanede ettiğimiz sohbetlerin bile eğitimimize katkıları çok değerli. Hepimiz farklı il ve kültürlerden geldiğimiz için bu sohbetler sayesinde hem Türkiye’ye hem de o günün dünyasına dair çok fazla şey öğrendim. Darüşşafaka verdiği eğitimle yaşamanın ve yaşatmanın değerini öğretiyor. Darüşşafakalılar olarak soru sormaktan asla korkmuyoruz. Sınıfta soru sormaktan, derslerde neden bu böyle, nasıl bu böyle diye sorgulamaktan çekinmiyoruz. Sadece soru sormakla da kalmıyor; sorunlar için nasıl çözüm üretebiliriz kısmını da öğreniyoruz. Yine iş birlikçi ve takım arkadaşı olmayı öğreniyoruz. İş birliği oldukça değerli bir kavram. Bir hiyerarşi ile değil de herkesin biricikliğiyle iş birliğine katılması çok önemli. Ben Darüşşafaka’da buna çok fazla şahit oldum ve elimden geldiğince de attığım her adımda bunu uygulayama çalışıyorum.

Darüşşafaka’da en üst düzey akademik eğitimlerin yanı sıra öğrencilerin sosyal becerilerini güçlendirecek; güçlü yanlarını ortaya çıkaracak ve bunları daha da pekiştirecek farklı sosyal kulüpler olduğunu ve bu kulüplerin dünya çapında başarılar kazandığını biliyoruz. Peki, sen herhangi bir kulüpte görev aldın mı? 

Evet, Darüşşafaka’da öğrencileri geliştirmeye yönelik çok fazla kulüp var. Kulüplerimiz sayesinde çok farklı alanlarda bilgiler edinerek kendimizi geliştirme fırsatı yakalıyoruz. Darüşşafaka’ya ilk geldiğimde 5. sınıfta İngilizce drama dersleri alıyorduk. Ben “Destination Imagination” kulübüne dahil oldum. Bu kulüp bizlere sınırlı zamanda görevler vererek, takım çalışmasını ve zaman yönetimini öğretiyordu.  Destination Imagination’da uluslararası arenada birçok başarıya imza attık. Türkiye’de birincilik aldıktan sonra dünya turnuvasına gitmeye hak kazandık. Ardından “Erasmus Kulübü”ne katıldım. Bu kulüpte hem yerel hem uluslararası sivil toplum kuruluşlarında farkındalık yarattık. Daha sonrasında Robot Kulübü’ne geçtim. Orada da “Best Studies” diye bir organizasyona katıldım. Bu dönemde gitar ve saksafon çalma şansı elde ettim. Saksafon sayesinde caz müziğe, gitar sayesinde farklı gitar türlerine ilgi duymaya başladım. Yine Darüşşafaka’ya ilk girdiğimde basketbol oynamaya başladım.  10. sınıfta KL YES (Kennedy-Lugar Youth Exchange and Study Program) ile bir yıl boyunca New Jersey’de bir devlet okulunda eğitim aldım.

Pandemi döneminde 11. sınıfta yoğun bir çalışma temposunda olan Yazgı, tiyatro kulübüne katıldı. Kulüp sayesinde tiyatro metinlerini okuma ve bunlar üzerinde felsefi tartışmalar yapabilme fırsatını yakaladığını aktaran Yazgı, küresel iklim krizi ve yapılacak eylemler konusunda bilinçlenmeye başladı. İklim krizinin herkesi aynı şekilde etkilemediğini ve dünyanın farklı coğrafyalarının farklı şekillerde etkileneceğini anlayan Yazgı, dünyanın iklim politikalarını yakından takip etmeye başladı. Kariyer hedefine de bu dönemde karar verdi.

Kariyer hedefin nasıl şekillendi? 

Ben her zaman hayalperest bir çocuktum. Küçükken Türkiye’nin ilk kadın cumhurbaşkanı olma hayalim vardı. Bu hayalimin temelinde de ‘ben fark yaratmak istiyorum’ diyordum. Çünkü maddi anlamda zorluk yaşayan bir aileden geliyorum ama Darüşşafaka ile bana bir şans verildi. Ben bu şansı Darüşşafaka’daki her dakikamda hissettim, hâlâ da hissediyorum. Bu şans bana verildiyse bunu kullanmak ve bu şansı başkalarına da sunmak istiyorum hissiyle doluyum. Aslında bu, tüm Daçkalılarda olan bir vefa duygusu. Darüşşafaka hayallerin desteklendiği bir yer.   Daha sonra şunu da fark ettim: Kendi gücümü, yaratmak istediğim etkiyi daha iyi ve farklı alanlarda, daha etkin kullanabilirim.  9. sınıfta Robot Kulübü’ne katıldım. Burada Halkla İlişikler Bölümü’nde görev aldım. Tasarladığımız sistemi nasıl yayabiliriz, okulda ve okul dışında sistem kültürünü nasıl arttırabiliriz gibi sorulara cevaplar veren amaçlarımız vardı. Öğrenci de olsanız, söz konusu çalışmaksa, Darüşşafaka’da büyük bir adanmışlıkla çalışırsınız. Kulüp saatlerinde daha fazla emek veriyorduk. Robot Kulübü’nde projeler tasarlıyor, tasarladığımız projeleri hayata geçiriyor; kurumlar ve insanlarla iletişime geçerek yarattığımız ruhu ve etkiyi aktarıyorduk. Bir robota ruh eklemek diye tabirimiz var, hakikaten yaptığımız da tam olarak buydu. Bu görevlerde bulunmaya başlarken bilgisayar mühendisliği ilgimi çekmeye başladı. Bilgisayarın asıl ilgimi çeken kısmı ise sosyal alanı oldu. Artık insanların görüşü belirli siyasal kampanyalar ya da ekonomik yarar için şekillendirilebiliyor. Neden bu gücü iyilik için, daha bütüncül, daha anlayışlı, daha iş birlikçi bir dünya için kullanmayalım diye düşünmeye başladım. Bu dönem aynı zamanda benim Exchange dönemim sonrasına tekabül ediyordu. Bir yıl Exchange programımızla New Jersey’deki devlet okulu Indian House’ta okudum. Değişim senesinde öğrendiğim en büyük şey, aynı zamanda Darüşşafaka’da da öğrendiğim en büyük şey, farklılıkların bize zenginlik kattığıydı. Ve bu farklılığı insan yararına kullanmak da bir diğer öğrendiğim şey oldu. Herkesin katacağı şeyler farklı ve değerli olduğu için oldukça önem arz ediyor bu durum. Böyle bakınca tüm bu deneyimlerin aslında bir bütünün parçaları olduğunu anlıyorsunuz. Kariyer hedefimi belirlerken sadece tek bir şey için bu beni geliştirdi diyemem, hepsi bir bütün. Darüşşafaka’da edindiğim kulüp deneyimleri, robot yapımı bilgisi ve yaptığım araştırmalar birleşince bilgisayar bilimcisi olmak üzere Amerika’ya The State University of New York at Buffalo’da eğitim almaya geldim.

Bir bilgisayar bilimcisi olarak, gerçekleştirmek istediğin hedeflerin neler?

Eğitime başladığım The State University of New York at Buffalo’da, seçtiğiniz bölüme ek olarak ilgi alanlarınızda da eğitim alma fırsatı sunuluyor. Örneğin ben bilgisayar bilimi okumaya geldim fakat sosyal alanlara ilgi duyan bir öğrenci olarak bu alanlarda da eğitim alabileceğim. Az önce aktardığım gibi; ben öncelikle bir bilgisayar bilimcisi olmak istiyorum. Bilgisayar bilimini daha iş birlikçi ve anlayışlı bir dünyanın inşasında kullanmak istiyorum. Beni etkileyen konuların başında gelen; “eğitimde fırsat eşitliği”, daha sonrasında iklim krizi, iklim adaleti, cinsiyet eşitliği konularında kendimi geliştirmek ve eylemde bulunmak istiyorum. Kimi zaman bu eylemler veri bilimiyle olacak. Aynı zamanda veri hukuku anlamında da kendimi geliştirmeyi hedefliyorum. Dünyamızı daha iyi şekillendirmek için bilgisayar hukuku ve veri bilimini etik bir biçimde nasıl kullanabiliriz sorusunun cevabını bulmak istiyorum. Bu konuda policy makerlardan biri olmak hayalim. Ve zamanı geldiğinde de ülkemde bu alanın öncüsü olmak, bilgisayar bilimini dünya yararına kullanmak ve ömrümün sonuna kadar vefa borcumun devam edeceği Darüşşafaka’ya da başka sıfatlarla geri dönmek istiyorum. Darüşşafaka’dan yolunuz geçmişse ‘Ben eğitimimi bitirdim, gidiyorum’ diyemiyorsunuz. Aidiyet duygusunu daima yüreğinizde taşıdığınız bir yer burası. Bir yere vefa borcunuzu ödemek, çoğu zaman gönül mesafesiyle de alakalı oluyor. Darüşşafaka da ülkem de benim hep en yakınımda, gönlümde. Hayalimde Birleşmiş Milletler’de veri hukukunun öncülerinden olmak da var. Hatta iklim krizine, iklim adaletsizliğine ve eğitimde fırsat eşitsizliğine karşı caydırıcı politikaları oluşturmak isterim. Bu durum beni çok fazla heyecanlandırıyor.

Ada Dijital Ajans