Türkiye’nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşu olan Darüşşafaka Cemiyeti, 1863 yılından bu yana “eğitimde fırsat eşitliği” misyonuyla varlığını sürdürüyor.
“Şefkat yuvası” anlamına gelen Darüşşafaka, günümüzde babası veya annesi hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, yetenekli çocuklarımızı on yaşındayken ailelerinden emanet alıyor; onlara uluslararası standartlarda eğitim fırsatı sunuyor ve düşünen, sorgulayan, özgüvenli, topluma karşı sorumluluklarının bilincinde lider bireyler olarak yetiştiriyor.
21. yüzyıl becerilerine sahip öğrenciler yetiştirmeyi hedefleyen Darüşşafaka’da tabletli eğitim veriliyor. Bugün ülkemizin dört bir yanından, sınavla belirlenmiş 1.000’e yakın öğrenci, İstanbul Maslak’taki Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda, 5. sınıftan başlayarak liseden mezun oluncaya kadar sekiz yıl süreyle tam burslu, yatılı, kolej eğitimi görüyor. Cemiyet, üniversiteyi kazanan mezunlarına da burs desteğini sürdürüyor.
Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda çocuklarımıza sağlanan tüm olanaklar, Cemiyet’in kişi, kurum ve kuruluşlardan elde ettiği bağışlarla sağlanıyor. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, kız kardeşi Makbule Atadan ve manevi kızı Nebile İrdelp, Sait Faik Abasıyanık, Türkiye İş Bankası gibi ülkemizin aydınlık yarınlarına sevdalı sayısız kişi ve kurumun desteğiyle Cemiyet, çocuklarımıza “eğitimde fırsat eşitliği” hakkı tanıyor.
Matematikçi Salih Zeki, ultrasonografinin öncüsü Prof. Dr. Adnan Sokullu, ressam Mahmut Cûda, Muhittin Sebati, Türk edebiyatının kilometre taşlarından Ahmet Rasim, Türkiye’nin ilk çocuk psikiyatrı Prof. Dr. Rıdvan Cebiroğlu, matematikçi Mehmet İzzet, edebiyat eleştirmeni Berna Moran, bestekâr Kazım Uz, edebiyatçı İsmail Safa, Türkiye’de çağdaş belediyecilik çalışmalarını başlatan, Osmanlı-Türk şehircilik ve belediyecilik tarihinin güncel işleyişini ülkemizde ilk defa bilimsel olarak inceleyip nitelikli eserlere dönüştüren Osman Nuri Ergin, tiyatro sanatçısı İhsan Devrim, Başbakanlık Müsteşarı ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz, inşaat mühendisi ve eğitim dünyasının büyük ismi Fettah Aytaç, oyuncu ve yönetmen Tolga Aşkıner, karikatürist Tekin Aral, müzisyen Reşat Aysu, basketbolcu, antrenör ve gazeteci Yalçın Granit ve daha niceleri…
Hepsi küçük yaşta babalarını yitirmişti, hepsinin maddi koşulları, bırakın iyi bir eğitimi, okula gitmeye dahi olanak tanımıyordu. İşte onlar, her çocuğun iyi bir eğitim hakkına sahip olduğunu savunan Cemiyet’in hayırseverlerden sağladığı bağışlarla Darüşşafaka’da şefkatle eğitim gördü, aldıkları eğitimle yeni bir dünyaya adım attı, sadece kendilerinin değil, ailelerinin kaderini de değiştirdi ve üstlendikleri kilit görevlerle ülkelerinin geleceğine damga vurdu.
İşte Darüşşafaka Cemiyeti, 1863’ten beri bunun için çalışıyor!
Dönemin önemli matematikçisi, asker ve devlet adamı Yusuf Ziya Paşa önderliğinde Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Vidinli Tevfik Paşa, Sakızlı Ahmet Esat Paşa ve Ali Nâki Efendi tarafından 30 Mart 1863’te padişah fermanıyla kurulan Cemiyet’in başlangıçtaki amacı, Kapalıçarşı’daki esnaf gençlerin eğitimine kaynak sağlamaktı. Beyazıt’taki eski Valide Mektebi’ni onartan Cemiyet, aralarında vatan şairi Namık Kemal’in de bulunduğu, dönemin pek çok aydınının burada gönüllü öğretmenlik yapmalarını sağladı. 1868’e gelindiğinde ise Cemiyet, o tarihe kadar eski kışla ya da konakların okul olarak kullanıldığı Osmanlı Devleti’nde Türkiye tarihinin okul amaçlı ilk binasının inşaatına başladı. İtalyan mimar Barironi’nin tasarladığı ve Dolmabahçe Sarayı’nın mimarbaşı Ohannes Kalfa’nın planını çizdiği okul, Sultan Abdülaziz’in yaptığı bağışla satın alınan İstanbul Fatih’teki arsanın üzerine inşa edildi. Kız ve erkek öğrencilerin aynı çatı altında eğitim görmesine uygun, çağın çok ilerisinde imkânlara sahip okul, 29 Haziran 1873’te “Darüşşafakat’ül İslamiye” adıyla kapılarını parasız, yatılı ve özel statülü olarak açtı. O tarihten bu yana Cemiyet, Darüşşafaka’da okuyan öğrencilerin eğitimlerine kaynak yaratmak için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
1800’lü yılların sonlarında ülkemizde Batılı tarzda eğitim veren okulların sayısı bir elin parmağını geçmeyecek kadar azdı. Bu okullardan biri olan Darüşşafaka’yı diğerlerinden ayıran temel fark ise ilk günden beri “eğitimde fırsat eşitliği” misyonunu benimsemesiydi. Benzer okullar, varlıklı ailelerin çocuklarını kabul ederken, Cemiyet, babası hayatta olmayan ve ailesinin maddi durumu yetersiz çocukların kaliteli eğitim almasına olanak tanıyordu. Dönemin ihtiyaçlarına göre eğitim programlarının içeriği, ismi ya da faaliyet mekânı yenilense de bu misyondan asla taviz vermeyen Cemiyet, yaşamları eğitimle değiştirmeye devam ediyor.
Cemiyetin kaynaklarını ilk kurulduğu gün olduğu gibi bugün de kişiler, kurum ve kuruluşlardan alınan gayrimenkul bağışlarıyla, nakdi ve ayni bağışlar oluşturuyor. Tarihi boyunca bağışçılarının güvenine ve arzusuna gölge düşürecek herhangi bir eyleme izin vermeyen Cemiyet, aydınlık bir Türkiye’nin eğitimle sağlanacağına inananların, gözleri arkada kalmadan bağışta bulunduğu bir kurum olarak varlığını sürdürüyor. Bu destekten aldığı cesaretle daha fazla çocuğa el uzatmanın çalışmalarını yapıyor.