Atatürk Köşesi

Mustafa Kemal Atatürk

Eğitim öğretime Osmanlı Devleti Dönemi’nde başlayan Darüşşafaka, Cumhuriyetin ilanından sonra da misyonunu sürdürerek, ülkemizin çocuklarını yetiştirmeye devam etti. Darüşşafaka öğrencisi, Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda hedefine gururla ilerler. Kendisine bırakılan hazinenin bilincindedir. Ülkesinin değerlerini benimsemiş, güçlü bir birey olarak okulundan mezun olur. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı, Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı gibi tarihimizin iki önemli anını çocuklara ve gençlere armağan eden Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin olduğu gibi Darüşşafaka’nın da baş öğretmenidir. 

Kısa bir hatıra…

“Atatürk çocukları çok severdi. Onun dilinde çocuk, sevgi demekti. Sevdiklerine, hangi yaşta olursa olsunlar, ‘çocuk’ diye seslenirdi. Kendisinin çocuğu olmamıştı; bundan dolayı vakit vakit iç acısı duymuş mudur bilmiyorum ama, doğrusu ben buna hiç ihtimal vermiyorum; bütün Türk yavruları onun öz çocukları gibiydi. O, bu yavrulara öylesine gönül vermiş, onlar da ona öylece candan bağlanmışlardı. 

Bir gün yanına girdiğim zaman, onu (Ülkü’yü) yine büyük adamın kucağında bulmuştum; şakalaşıyorlardı. Çocuk katıla katıla gülerek onun altın saçlarını çekiyor, burnuna yapışıyor, ara sıra yumak elleriyle yüzüne küçük küçük tokatlar indiriyordu.

O da çocuklaşmış gibiydi; bir yandan kahkahalarla gülüyor, bir yandan da güya başını korumaya çalışıyordu.

Bir aralık bana baktı, gök parçası gözleri sevgi ve neşeden ışıl ışıldı:

  • Çocukluk ne güzel şey.. Çocuklar ne sevimli ne tatlı yaratıklar değil mi? En çok hoşuma giden halleri nedir bilir misin?.. Riyakârlık bilmemeleri, bütün istek ve duygularını içlerinden geldiği gibi açıklamaları” dediğini anlatan Hasan Rıza Soyak, anılarına şöyle devam etmektedir:

Başka bir gün çocuk terbiyesinden konuşuyordu, bu konudaki mütalâalarını izah etti:

  • Çoğu ailelerin öteden beri çok kötü bir alışkanlıkları var; çocuklarını söyletmez ve dinlemezler. Zavallılar lâfa karışınca, sen büyüklerin konusuna karışma der, sustururlar. Ne kadar yanlış, hatta zararlı bir hareket. Halbuki tam tersine, çocukları serbestçe konuşmaya; düşündüklerini, duyduklarını olduğu gibi ifadeye teşvik etmelidirler; böylece hem hatalarını düzeltmeye imkân bulunur hem de ileride yalancı ve riyakâr olmalarının önüne geçilir.
  • Kısacası, artık çocuklarımızı düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimî düşüncelerine saygı beslemeye artık alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışmalıyız. Bence bunlar, çocuk terbiyesinde ana kucağından, en yüksek eğitim ocağına kadar her yerde, her zaman üzerinde durulacak önemli noktalardır. Ancak bu suretledir ki, çocuklarımız memlekete yararlı bir vatandaş ve mükemmel birer insan olurlar.”

Kaynak: Atatürk’ten Hatıralar, Hasan Rıza Soyak, Yapı Kredi Yayınları, 3. Baskı, İstanbul, 2006. ISBN: 975-08-0882-7. Sayfa: 64-65

Ada Dijital Ajans